Erkin Gözdereliler
1983 yılında İstanbul’da dünyaya geldim. Biyoloji ile ilk tanışmam henüz ilkokul ikinci sınıfta iken babamın rus pazarından aldığı mikroskop sayesinde gerçekleşti. Ailecek çıktığımız doğa gezilerinde topladığım yaprak, böcek gibi materyalleri ve tabiki soğan zarını, ilkel ama bana dünyanın en teknolojik şeyiymiş gibi gelen mikroskobumda inceledim. Gençlik yıllarımda ilgim edebiyat ve tarihe kaysa da en sevdiğim arkadaşlarım fen sınıfında olduğundan fen-matematik bölümünü seçtim. Bu seçimin ileride yapacağım mesleğe etki edeceğini farkettiğim anda Marmara Üniversitesi, Biyoloji Öğretmenliği bölümüne kaydımı yaptırıyordum. Biyolojiye gerçek anlamda ilgi duymaya başladığım dönem, “Brock Biology of Microorganisms” kitabı ile tanışmama denk gelir. Vakit kaybetmeden edindiğim kitabı boş vakitlerimde incelemeye başladım ve mikroorganizmaların dünyaları beni içine çekti. Lisans öğrenimimi takiben 2006 yılında Boğaziçi Üniversitesi, Çevre Bilimleri Enstitüsü’nde yüksek lisans çalışmalarıma başladım. Anaerobik çamur örneklerinde mikroorganizma tayini ve çeşitli solventlerin bu organizmalar üzerine etkilerini araştırdığım çalışmamı 2008 yılında tamamladım ve aynı laboratuvarda doktora çalışmalarıma başladım. @tunç ile tanıştıktan kısa bir süre sonra Boğaziçi Üniversitesi’nden ayrılarak Danimarka’ya taşındım. Yeraltı sularında düşük konsantrasyonlarda pestisit giderimi yapan bakterilerin çeşitlilikleri, fizyolojileri ve aktiviteleri üzerine Danimarka Teknik Üniversitesi, Çevre Mühendisliği bölümünde yeniden doktoraya başladım. Doktora çalışmalarımı sürdürdüğüm, Danimarka İklim ve Enerji Bakanlığı’na bağlı Danimarka ve Grönland Jeofizik Araştırma Merkezi’nde (GEUS) 3 sene boyunca su ve tarımsal çevre politikalarının gelişmiş bir Avrupa ülkesinde nasıl yönetildiğine dair deneyimler edindim. Yine çalışmakta olduğum AB projesi kapsamında Avrupa’nın önde gelen biyoloji laboratuvarlarında ziyaretçi olarak bulundum. Bunlar arasında özellikle Belçika’da Biyoloji Mühendisliği laboratuvarlarındaki (LabMET) uzun ziyaretim mikrobiyolojinin sayısız biyoteknoloji uygulamalarını yerinde görme fırsatı sağladı. Doktora çalışmalarımdan sonra Almanya’ya yerleştim ve Çevresel İzotop Kimyası Grubu (Environmental Isotope Chemistry Group), Yeraltı suları ekolojisi Enstitüsü’nde pestisitler ve biyodegradasyon mekanizmaları üzerine çalışmalar yaptım. Avrupa’nın önde gelen analitik kimyagerlerinin arasındaki tek mikrobiyolog olmak bana mikroorganizmaların biyokimyasına daha derinden ve farklı bir pencereden bakma imkanı sağladı. Bavyera macerasında sonra, ikinci evim saydığım ve çok sevdiğim Kopenhag’a geri dönerek Kopenhag Üniversitesi (KU), Permafrost Merkezi’nde (Center for Permafrost) küresel ısınmanın Grönland buzullarındaki mikroorganizmalar üzerine etkilerini araştırdığım ikinci postdoktorama başladım. Kopenhag’da kalıp hayatıma burada mı devam etsem, yoksa yerleşecek daha sıcak bir ülke mi bulsam diye düşünürken, yaz tatili için geldiğim İstanbul’da @tunç’un kafasındaki düşünceleri benimle paylaşması ile tüm planlarım değişti. Nitekim 2014 yılı sonunda evime kesin dönüş yaptım ve akabinde @burak ve @tunç ile NG Biyoteknoloji’yi kurduk. Ben kendi adıma en azından daha sıcak topraklara geri döndüm. Alışılagelmişin dışında işler yapmayı hedeflediğimiz bu oluşum umarım bu kısa özgeçmişin üzerine nice yeni başarılar, mutluluklar ekleyecek.